Öğrencilerim için kitap aldığımdan bahsetmiştim. Gelişigüzel bir sınıf kütüphanesi istemediğim için titizleniyorum...Önce ben okuyorum kitapları... Zaten önceden okumadığımdan benim için de faydalı oluyor... Şeker Portakalı da yine bu kitaplardan biri...Çok etkilendiğimi belirtmek istiyorum öncelikle... Çünkü özlemi çok taze olan bir öğrencimi hatırlattı. Veysi' yi...İstanbul'a taşındılar bayram öncesi...Kahramanımız Zeze olaylar karşısında yorum yaptıkça hep Veysi geldi aklıma...Bağlanma yönüm pek yoktur aslında...Kim olursa olsun bağımlı olmak yerine o kişiye mekansız bir bağlılık olması gerektiğini düşünürüm.. Öyle de yaşarım... Ama Veysi çok zorladı beni...Başarılı değildi, sınavlarımdan düşük alırdı:) çok temiz ve düzenli de oldugunu söyleyemeceğim, uslu hiç değil:) ama olaylara bakışı, sordugum sorulara cevapları, hiç oturmayışı ayakta dersi dinleyişi...şimdi düşünüyorum bir fotoğrafı bile yok bende.. Aklımda kalan son şey "öğretmenim yardım etmek istiyorum" deyip çantamı omuzlaması, ayağında belki 2-3 numara büyük çok eksi bir ayakkabıyla öyle özgüvenli kendinden memnun yürüyüşü... İşte bu özlem kitaptan ziyadesiyle etkilenmeme neden oldu....Kitaptan biraz bahsedecek olursam Zeze çocuk kahramanımız... Gerçek yaşı beş, yalan yaşı altı:)) okulda ve Portuga'nın yanında uslu ama bu iki dairenin dışına çıkınca azgın bir velet... Ama ondan daha azgın bir çevresi var Zeze'nin.. Orantısız güç ne demek işte tam da cevabını bulacaksınız... daha fazla yoruma gerek yok.. mutlaka buluşun...
Kitaptan Seçtiklerim:
"Borcum ne kadar Zeze?"
"İki yüz reis."
"Neden yalnızca iki yüz reis?Bütün boyacılar dört yüz alıyor"
"İyi bir boyacı olduğumda ben de onlar kadar alabilirim. Şimdilik hayır."
"İnsanlar çocuklardan her şeyi kolaylıkla alırlar"
"Sokağın belleği zayıftır çünkü"
14 yorum:
Elimde olan bir kitap.En kısa zamanda okuyacagım.Tanıtım için teşekkürler...
Fazla bekletmeyin...ben teşekkür ederim yorumunuz için...
Zeze'yle tanıştığımda 13 yaşındaydım. Portuga öldüğünde öyle çok ağlamıştım ki. Zeze benim kahramanlarımdan biridir:) Güneşi Uyandıralım ve Delifişek gelir ardından, vakit kaybetmeyin:)
Şöyle de bir diyalog vardı kitapta:
Zeze: Ağlamak kötü bir şey mi?
Totoca: Ağlamak hiçbir zaman kötü değildir, budala. Neden sordun?
Zeze: Bilmiyorum bir türlü alışamadım. Sanki yüreğim boş bir kafes...
Larus,
Beni de epeyce hüzünlendirdi... ah Zeze ah... demekten kendimi alamadım...Kitap biter bitmez diğer iki kitabın siparişini verdim:)
Zaten diyaloglar genel olarak harika...
yorumunuz için teşekkürler...
şeker portakalı serisi çok çok güzel. dinle küçük adam-wilhelm reich, müthiş, bak bi de erich fromm-sahip olmak ya da olmak, okuyabilirsin.
:)
Deeptone,
yazdım bir kenara.. okurum ...:)
zamanın olunca bilokuma bakıver.
:)
baktım:)) izlenesi olmuşum:)) yazdım bi şeyler... sağolasın..
MERHABALAR
BENDE ÇOCUKLARIMA ALDIĞIM KİTAPLARIN ÇOĞUNU OKURUM
SEÇİCİ OLMAK LAZIM
TEBRİK EDİYORUM SİZİ
HAYIRLI AKŞAMLAR
deeptone sayesinde blogunla tanıştım. okuyan , üstelik öğretmen olman çok güzel. böyle duyarlı bir meslektaşımla karşılaşmak benim için sevindirici.
Seyyah Gül,
teşekkür ederim... zaten kendinden tecrübe etmediğin hiçbir şey önerdiğinde işe yaramıyor...
yorumunuz için teşekkürler..
Buket,
Evet deeptone izlenesi ilan etmiş beni:)) teşekkür ederim güzel sözleriniz için.. ben de çok memnun oldum :))
yorumunuz için teşekkürler..
Kitaptan ziyade Veysi' de kaldım ben.
"Aklımda kalan son şey "öğretmenim yardım etmek istiyorum" deyip çantamı omuzlaması, ayağında belki 2-3 numara büyük çok eksi bir ayakkabıyla öyle özgüvenli kendinden memnun yürüyüşü..."
Ah Cemre.
luna çok seviyorum seni...senin kaldığın yerleri....
Yorum Gönder