29 Aralık 2013 Pazar

FİLMLER( DEVAM)

                                                                   3. DİE FREMDE 


Umay... Hem bağlar kopmasın istiyor hem kendine alan açmak. Mümkün mü!?





4. MY SİSTERS KEEPER

'Durmak' gerektiğinde duramamak.Odaklandığın nokta, kaçırdıklarına kör etmesi seni. Mücadele et ama istediğini elde edememe ihtimalini unutmadan! 





FİLMLER.....

1. FLİPPED

Bütün, parçaların bir araya gelmesinden çok daha fazlasını ifade eder ya da daha azını!Yumuşak ve güçlü bi etki bıraktı üzerimde. İnatla kötü olmaya direnen ruh halimi değiştirmeyi başardı. Daha ne deyim:) 





2. NEVER LET ME GO



Filmde çok az yer almasına rağmen  öğretmen en çok dikkatimi çeken karakter oldu. Ve gerçeği dile getirme cesareti. Fark yaratamadı belki ama farkını ortaya koydu.
 Umut etmek, beklemek, sevmek üzerine ve belki de en çok 'gelişen' dünyanın 'nefes daraltan' çözümleri üzerine. 








24 Temmuz 2013 Çarşamba

GOETHE/GENÇ WERTHER'İN ACILARI




Bir daha karanlık, kasvetli, mutsuz kitaplar okumayacağım dedirtecek kadar beni etkiledi. 

Kitaptan Seçtiklerim:

"Söz konusu olan birnin güçlü ya da zayıf olup olmadığı değildir! Kendi yaşantısına ne ölçüde dayanabiliyor,mesele budur!"

"Yüreğime hasta bir çocuğa bakar gibi bakıyorum: Her isteğine izin veriyorum"

"Yaşamımı bir zamanlar devindiren maya yok artık;..."

"Her yeni gün beni baştan çıkarıyor"

"Kitaplarımı göndermeni isteyip istemediğimi soruyorsun-sevgili dostum, Tanrı adına senden dileğim onları benden uzak tutman!Yönlendirilmek, cesaretlendirilmek, coşturulmak istemiyorum"

15 Haziran 2013 Cumartesi

GOGOL/ÖLÜ CANLAR


Ayna kitap!! 
Gogol, Çiçikov başta olmak üzere öyle kahramanlar seçmiş ki dünyaya gelmiş geçmiş insanlardan hiçbiri dışarıda kalmıyor. İnsan ve iç dünyasının manzaraları!

Kitaptan Seçtiklerim:

"Yüzü bu denli çabuk değişmeseydi bağışlayabilirdim belki onu"

"Büyük bir zevkle onunla birlikte susuyordu"

"Düşmüş birinin o düşkünlüğünde, kirlenmişliğinde bile sevilmek istemesi nereden kaynaklanıyor olabilir"

"Eğer ahlak ille de bozulacaksa bu benim elimle olmasın"

"Bir işe ortasından başlanmaz en başından başlanır"

"Tanrının yalnızca en temiz insanların ağzıyla konuştuğunu biliyorum"

"Hızına sapan taşı yetişmeyen hayatın göz kamaştıran akışı..."

"Her değişim olabilir insanda, her şeye benzeyebilir insan"



18 Mayıs 2013 Cumartesi

YAŞAR KEMAL/BİNBOĞALAR EFSANESİ



Karaçullu Obası ve Çukurova'da kışlak bulma çabası..kitabın özeti aslında....
Göçebe olmak ya da  yerleşik hayata geçmiş olmak bütün mesele bu!...Yerleşik olmanın getirdiği sahip olma isteği, bencillik kısacası değerlerin yerleşmeyle birlikte zayıflayışı....Hıdırellez  ile başlayıp yine bir hıdırellez ile bitiyor kitap...6 mayıs'ta kitaba başlamam da güzel bir tesadüf oldu...Binboğalar Efsanesi  hem anlattıklarıyla hem de kahramanlarıyla unutamayacağım kitaplar arasında yerini aldı. Süleyman Kahya, Demirci Haydar Usta ve Ceren....İlk kez Yaşar Kemal okudum...Sık aralıklarla olmasa bile diğer kitaplarını da okumak istiyorum....İnsan ve beyhude çabası uğruna gözden çıkarılmaması gereken bir kitap....Buluşun....

Kitaptan Seçtiklerim:

"Yörüklerin mezarları vardır da mezarlıkları yoktur."

"Çok şey yaptık insanoğluna. Ama onları aşağılamadık"

"Durmadan da kendilerini öfkelendirmeye çalışıyorlardı"

"Hiç kimsenin"dedi ya da "Sizden başka herkesin"


6 Mayıs 2013 Pazartesi

PAUL AUSTER/GÖRÜNMEYEN

Paul Auster'in son romanı Görünmeyen....
Auster rahatsız etmeyi seven bir yazar anladığım kadarıyla. Gerçi bu önyargı da olabilir çünkü ilk kez okuyorum...Kitap bitince sanki yaka paça biriyle kavga etmişim gibi hissettim. Ben 50. sayfada sinirlenmişsem 55. sayfadan cevap yetiştirdi bana. Hani kavga ettiğimiz ama vazgeçemediğimiz insanlar vardır ya kitaplarda da bu durum var. Uzun bir süre görüşmeyelim dedim Auster'e ben seni ararım!

Kitaptan Seçtiklerim:

"İnsanın yaşamını değiştiren olaylara tanık gerekir."

"Dünya, size yirminci yüzyılın ortasında gelişmiş bir endüstri ülkesinin vatandaşları olmak gibi bir kazık atmıştı."

"Birinin sizi sevdiğini öğrendiğiniz zaman sizin de ilk tepkiniz onu sevmek olur"

"Bizim işimiz bu: Dünyayı elimizden geldiğince sıkıcı hale getirmeye çalışıyoruz"

26 Nisan 2013 Cuma

CEMİL KAVUKÇU/SUDA BULANIK OYUNLAR


İç dünyasından dışarıya bir yol bulup ta çıkamayan bir kişinin adının Tarık olması ironik...Bir de boz bulanık akan Kırat....bir yol bulupta bulanıklığını açacağı bir deniz bulamayan....Kahramanımız üniversite öğrencisi....Bir gencin zayıflıkları, zaafları ve belki de en normal yanlarına değinirken yazar ben hep toplumsal bir yan gördüm. Devrim, Faşizm, sokakları yutan insanlarla sokakların yuttuğu insanlar...fazla gerçek bir roman! Cemil Kavukçu anlatımında en çok ilgimi çeken anlaşılır bir dille izin verdiğiniz oranda derinlerinize nüfuz edebilmesi...Kavukçu okumalarını sürdüreceğim... Siz de buluşun efendim...

Kitaptan Seçtiklerim:

"O da her şeye gülme yaşındaydı"

"Yaşamın beşiği sular da hastalandı"

"kuş uçurmaz"buyurgan yüzleri..

"Şiir bana güç veriyor. Güç veriyor ama kurtarmıyor"




21 Nisan 2013 Pazar

KHALED HOSSEINI/BİN MUHTEŞEM GÜNEŞ


Bir kadın yaşayamadıklarını başka bir kadına bağışlar mı? 

Bir adam gitmişse beklenir mi?

Bir kadın sevdiği adamın çocuğu için sevmediği adamın karısı olur mu?

Bir adam eziyet etmeye tapabilir mi?

Daha çok soru sorarım. Cevapların sorulan kişi sayısınca çeşitleneceğini bilsem de. 
Saygı duyduğum insanların azaldığı bir zamanda Bin Muhteşem Güneş'i okumak. Meryem, Leyla, Tarık gibi acıya katlanıp umudunu tüketmeyen insanlar olmak. 

Uçurtma Avcısı' nın gerisinde kalsa da benim için, Bin Muhteşem Güneş'te çok özel ve buluşulması gereken kitaplardan oldu...



Kitaptan Seçtiklerim:

"Her bir kar tanesinin, dünyanın bir yerinde haksızlığa uğrayan bir kadının ağzından dökülen bir ah olduğunu."

"Mahrem evli bir tebessüm"

"Bir erkeğin kalbi fesat, habis bir şeydir, Meryem. Bir ananın rahmine hiç benzemez. Kanamaz sana yer açmak için genişlemez"

"Pusulanın hep kuzeyi gösteren ibresi gibi , bir erkeğin suçlayan parmağı da daima, mutlaka bir kadını gösterir"

14 Nisan 2013 Pazar

AHMET HAMDİ TANPINAR/SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ


"Doğdum doğalı herkes bana dürbünün ters tarafından bakmayı teklif ediyordu" diyen Hayri İrdal..... "Ben netice adamıyım, niyet adamı değilim!" diyen Halit Ayarcı......Hayri İrdal eleştiriyor ama pasif...... Halit Ayarcı savunuyor ve aktif....Ve insanlar var 'her devrin insanı' dediğimiz türden....Zaman mefhumu üzerinde duruluyor gibi gözükse de bana daha ziyade insan ve insanın aşağılaşma konusundaki üstün gayretini düşündürdü. En çok Hayri İrdal'ın oğlu Ahmet'i sevdim. Ezcümle Tanpınar romanıyla bir çerçeve çiziyor her zaman kullanılabilecek türden....Mizah, ironi ve o eski kelimeler'le bezediği bu eseri gerçekten ilgiyi hak ediyor....Buluşun efendim...

Kitaptan Seçtiklerim:

"Saymak bizi daima aldatır. Gülünç ve eksik neticelere götürür"

"Hayatımızın bir devrinden sonra başımıza gelen şeylere o kadar hazırlanmış oluyoruz ki, kederimizi kendi içimizde taşıyormuş gibi yaşıyoruz"

"Hayat benim için iki eli cebinde uydurulan bir masaldı"

"Vaat et yarın unutacak olduktan sonra"

"Hayata inanmak lazım Hayri Bey. Siz hayata değil, Acemaşiran'a inanıyordunuz"

20 Mart 2013 Çarşamba

NAZAN BEKİROĞLU / LA SONSUZLUK HECESİ


Hikaye çok tanıdık...İnsanın varoluş hikayesi, başı anlatırken özü vermeye çalışma....Süreç başlangıçtan daima izler taşır zaten...İlk insan, ilk günah, ilk tevbe, ilk düşmanlık ve Nazan Bekiroğlu'nun başka türlü ifade edemeyeceğim için süslü diyeceğim anlatımı....Çok zor okudum...Beğenmemek değil uyuşmamak tespitinde bulundum kitapla aramdaki sıkıntıyı...Başka diyecek yorum bulamıyorum yazısı bile sıkıntılı oldu:)) Kitaptan Seçtiklerim yapamayacağım, bitirdiğim gibi sahibine teslim ettim, notta almadım, üzgünüm....

3 Mart 2013 Pazar

BİLGE KARASU/ NE KİTAPSIZ NE KEDİSİZ


"Hiçbir kitap her güçlüğü çözmeyecektir. Tamam. Ama okudum.Yaşamım boyunca durmamacasına; okumaksızın yaşayamayacağımı duya duya" der Bilge Karasu. Bence de kitap sevgisi tam anlamıyla bu. İşime yaradığı yada yarayacağı için değil de bizatihi 'kıymetli' olduğu için okumak. Ne kitapsız Ne Kedisiz 'i ismiyle ve kapak tasarımıyla çok beğendiğimi söylemek istiyorum. İçerik ise zorladı beni. Satırları ayak uyduramayan bir zihinle okuyunca bir daha okunacaklar arasına girdi. Bazı cümleler dağınık zihnimi bile kendine getirmeye yetti. "Cinayetleri çoğu zaman 'kavramlar' işletir". Buluşun efendim:)

Kitaptan Seçtiklerim:

"Görgümüz artsa da, temeldeki 'inanç'larımızda dişe dokunur düzeltmeler yapmayı pek güç buluruz"

"Ama ötekinde kendi izdüşümünü aramak hiç gerekmez"

"İletebildiğimize inanır,"anlaşılmaması" karşısında kırgınlıklara kapılırız"


25 Ocak 2013 Cuma

A. ALİ URAL/ FENER BEKÇİSİNİN RÜYALARI


Ali Ural gazete yazıları, radyo programı ve kitaplarıyla beni kuşatmasına ses etmediğim ender yazarlardan. Gerçi artık sadece kitaplarının muhasarası söz konusu. Ali Ural  'Ben anlatacağım, ne anlattığımı sen bulacaksın' oyunu oynar genelde yazılarında. Posta Kutusundaki Mızıka ve Resimde Görünmeyen kitaplarını ayrı tutarak bu genellemeyi yapıyorum. Kapı demeden kapı'yı anlatma derdine düşen Ali Ural'ı gerçekten anlarsan kapının ardı açılır, kapının ardı 'Daha önce böyle ifade görmedim'lere açılır daha doğrusu. Kısa kısa otuz öyküden oluşan Fener Bekçisinin Rüyaları, öncesinde okuduğum Yangın Merdiveni kitabını anımsattı bana. Cümleleri tek tek ele aldığım için ve belki de bir ihtimal bağlayabilmediği başarabildiğim için genel olarak sevdim diyebilirim öykülerini. Ama Ali Ural'ı çok tanımayan birinin bu kitabı eline alıp 'nasıl öyküler bunlar böyle' deme olasılığını Ali Ural'ın affına sığınarak dile getirmek istiyorum. Ali Ural kelimelerle hem çok samimi hem çok mesafeli. Bize de bu durumda hem anlamak hem anlamamak düşüyor. Son öykü Ölü'ye mest oldum. Orman Parçası, Müşteri, Dik Durmak adlı öyküleri harika.Kelimelerle vuruldum ama ölmedim sanki..yaralarıma kelimeler bastılar belki de. Tam da teşbihte hata ama  yazacağım sebebini anlayamadığım bir savaş cıktı sanki ve iyiler yendiler!

Kitaptan Seçtiklerim:

"Atımı koyu gölgeler arasına sürdüm. Ben döndüğümde bitmişti yarış."

"Yüzüme doğru koşan tebessüme gelme diye işaret ediyorum kaşımla"

"Bu çocuğun kanlı gözleri anlatacaklarının yazılmaya değer şeyler olmayışını asla  affetmez."

"Karun'a rastlayıncaya kadar batacağım"

20 Ocak 2013 Pazar

NAZIM HİKMET / SON ŞİİRLERİ(1959-1963)



Tapınmak ve lanetlenmek kavramları arasına gerilmiş isimlerdendir bana göre Nazım Hikmet. Siyasi şiirlerini sevmedim....Nazım Hikmet'e yakın yada uzak olmakla ilgili değil bu...Siyasetten biraz arınmış gördüğüm şiirlerini ise ziyadesiyle sevdim. Ajandama not ettim en beğendiklerimi...

"Hiçbir şey unutulmuyor ölüler kadar çabuk"( 18 Ağustos 1959)

"Yalnızca meraklıları değil, bütün insanlık
Şiirin aynasında kendini seyredecek"(Aralık 1959)

"İki şey var ancak ölümle unutulur
anamızın yüzüyle şehrimizin yüzü"

"Kadınlarımızın yüzü acılarımızın kitabıdır"(1962)

"Kalem olmak istemem kendi elimde bile"

"Yarmışım göğsümü
Yüreğimi yiyoruz bir dişiyle beraber"(25 Ekim 1960)

"Ne bir mendil mavilik
ne bir avuç yıldız"(3 Ağustos 1959)

6 Ocak 2013 Pazar

TAHSİN YÜCEL/BIYIK SÖYLENCESİ


Görünen ve Algılanan'ın 'Gerçek'le mesafesini ölçüp duruyorum bu aralar. Mesafe olmasını kabullendim ama ölçüm işleri' nin bu kadar zaman almasına ne demeli deyip duruyorum. Kafam bunlarla meşgulken bir türlü başlayamadığım Bıyık Söylencesi'ne başlıyorum ve mesafe kavramı üzerinden sür'atle geçiyor kitap. Düşüncelerime paralel bir kitapla buluştuğumu anlamak hoşuma gidiyor. Kitap'ta sahip olduklarımız bizden öte kişilik ve saygınlık kazanırsa ne olur soru'sunun cevabını okuyoruz. Burada Cumali'nin uzantısı bıyık değil de bıyığın bir uzantısı olan Cumali söz konusu. Başarısı' nın uzantısı öğrenciler, güzelliğinin uzantısı kızlar, ilgilendiği sanat dalının uzantısı insanlar' ı düşünüyorum hemen...Asıl olan biz değiliz sanki, bizi meydana getiren şeyler..( ya da öyle olduğu algılanan, varsayılan)....Bu fazlasıyla rahatsız ediyor beni....Belki bu olması gereken diyorsunuz bana ama  özellik sahibi olacağım diye vitrin' de oyalanıyoruz gibi geliyor . İçimiz darmadağınık ama poz verme edalarındayız. Aslında yapmak istemiyoruz ama bize çok uygun olduğunu söyledikleri için yapıyoruz birçok şeyi. Cumali'yi de bıyığının adamı ol diye dizginliyorlar sürekli... Ez cümle gözde olmamayı, bilinen, sayılan, sevilen olmamayı göze aldığımızda normalleşeceğiz gibi geliyor bana....Bıyık söylencesi ile buluşmanızı ve hayatınızı bir yoklamanızı isterim.

Kitaptan Seçtiklerim:

"Görüleni görememiş gibi görünmemek için..."

"Yaşam yeterince ağır geliyordu artık, hiçbir şeyin fazlasına katlanamıyordu."