26 Nisan 2013 Cuma

CEMİL KAVUKÇU/SUDA BULANIK OYUNLAR


İç dünyasından dışarıya bir yol bulup ta çıkamayan bir kişinin adının Tarık olması ironik...Bir de boz bulanık akan Kırat....bir yol bulupta bulanıklığını açacağı bir deniz bulamayan....Kahramanımız üniversite öğrencisi....Bir gencin zayıflıkları, zaafları ve belki de en normal yanlarına değinirken yazar ben hep toplumsal bir yan gördüm. Devrim, Faşizm, sokakları yutan insanlarla sokakların yuttuğu insanlar...fazla gerçek bir roman! Cemil Kavukçu anlatımında en çok ilgimi çeken anlaşılır bir dille izin verdiğiniz oranda derinlerinize nüfuz edebilmesi...Kavukçu okumalarını sürdüreceğim... Siz de buluşun efendim...

Kitaptan Seçtiklerim:

"O da her şeye gülme yaşındaydı"

"Yaşamın beşiği sular da hastalandı"

"kuş uçurmaz"buyurgan yüzleri..

"Şiir bana güç veriyor. Güç veriyor ama kurtarmıyor"




21 Nisan 2013 Pazar

KHALED HOSSEINI/BİN MUHTEŞEM GÜNEŞ


Bir kadın yaşayamadıklarını başka bir kadına bağışlar mı? 

Bir adam gitmişse beklenir mi?

Bir kadın sevdiği adamın çocuğu için sevmediği adamın karısı olur mu?

Bir adam eziyet etmeye tapabilir mi?

Daha çok soru sorarım. Cevapların sorulan kişi sayısınca çeşitleneceğini bilsem de. 
Saygı duyduğum insanların azaldığı bir zamanda Bin Muhteşem Güneş'i okumak. Meryem, Leyla, Tarık gibi acıya katlanıp umudunu tüketmeyen insanlar olmak. 

Uçurtma Avcısı' nın gerisinde kalsa da benim için, Bin Muhteşem Güneş'te çok özel ve buluşulması gereken kitaplardan oldu...



Kitaptan Seçtiklerim:

"Her bir kar tanesinin, dünyanın bir yerinde haksızlığa uğrayan bir kadının ağzından dökülen bir ah olduğunu."

"Mahrem evli bir tebessüm"

"Bir erkeğin kalbi fesat, habis bir şeydir, Meryem. Bir ananın rahmine hiç benzemez. Kanamaz sana yer açmak için genişlemez"

"Pusulanın hep kuzeyi gösteren ibresi gibi , bir erkeğin suçlayan parmağı da daima, mutlaka bir kadını gösterir"

14 Nisan 2013 Pazar

AHMET HAMDİ TANPINAR/SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ


"Doğdum doğalı herkes bana dürbünün ters tarafından bakmayı teklif ediyordu" diyen Hayri İrdal..... "Ben netice adamıyım, niyet adamı değilim!" diyen Halit Ayarcı......Hayri İrdal eleştiriyor ama pasif...... Halit Ayarcı savunuyor ve aktif....Ve insanlar var 'her devrin insanı' dediğimiz türden....Zaman mefhumu üzerinde duruluyor gibi gözükse de bana daha ziyade insan ve insanın aşağılaşma konusundaki üstün gayretini düşündürdü. En çok Hayri İrdal'ın oğlu Ahmet'i sevdim. Ezcümle Tanpınar romanıyla bir çerçeve çiziyor her zaman kullanılabilecek türden....Mizah, ironi ve o eski kelimeler'le bezediği bu eseri gerçekten ilgiyi hak ediyor....Buluşun efendim...

Kitaptan Seçtiklerim:

"Saymak bizi daima aldatır. Gülünç ve eksik neticelere götürür"

"Hayatımızın bir devrinden sonra başımıza gelen şeylere o kadar hazırlanmış oluyoruz ki, kederimizi kendi içimizde taşıyormuş gibi yaşıyoruz"

"Hayat benim için iki eli cebinde uydurulan bir masaldı"

"Vaat et yarın unutacak olduktan sonra"

"Hayata inanmak lazım Hayri Bey. Siz hayata değil, Acemaşiran'a inanıyordunuz"