14 Mayıs 2011 Cumartesi

ERDAL ÖZ/GÜLÜNÜN SOLDUĞU AKŞAM


Anı türünde yazılmış bir eser Gülünün Solduğu Akşam. Yakın tarihe dair siyasi olaylar ilgimi çekiyor. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının davalarından ziyade maruz kaldıkları haksızlık dikkatimi çekiyor aslında.İnsani boyut yani. Kitapta Erdal Öz'ün özellikle Deniz Gezmiş’le yaptığı konuşmalar var (Ceza evinde bir müddet kaldıkları süre zarfında)Deniz Gezmiş, Yusuf Arslan, Hüseyin İnan'ın asılışları ve ailelerine yazdıkları mektuplar onlar asılma öncesinde imam dahi istemezken ailelerin gömülme esnasında dini ritüellere nasıl bağlı oldukları. Kitap bittikten sonra Soner Yalçın’ın Oradaydım Belgeselinde Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının avukatlığını yapmış Halit Çelenk'le olan bölümünü izledim. Kitapta da diğer avukatları  Mükerrem Erdoğan'ın idam öncesi ve sonrasını anlattığı bir bölüm var . Gerçekten üzücü. Avukat tutamıyor gözyaşlarını, infazdan sonra 3 ay uyuyamadığını söylüyor. 
Kieslowski'nin Öldürme üzerine Kısa bir filmi geldi aklıma kitabı okurken. Ne çok etkilenmiştim. O filmde toplumdan kopuk yaşayan genç bir adam, görünürde sebepsiz yere bir taksi şoförünü öldürür. Bu vahşice cinayetin ardından yakalanan gencin savunmasını idealist bir avukat üstlenir. İdam'ı , öldürenin öldürmesini yine ölümle cezalandırma sorgulanır....
Kitapla ilgili sıkıntım içine pek alamama oldu beni. Yani anı olması belkide konuların işlenişini hızlı ve yavan hale getirmiş. Sonlara doğru daha iyi olduğunu söyleyebilirim.

Bir akşamüstü
oturup
hapisane kapısında
rubailer okuduk Gazali'den
"Gece:
büyük laciverdi bahçe.
Altın pırıltılarla devranı rakkaselerin .
ve tahta kutularda upuzun yatan ölüler."
NAZIM HİKMET