26 Temmuz 2012 Perşembe

VLADIMIR MAKANIN/UNDERGROUND


Yaklaşık 40 gün sürdü okumam. Tatilin en yoğun dönemlerini  birlikte geçirdik, şehir şehir gezdik. Ben yeryüzünden o yeraltından yaşama eşlik ettik. Hep  diyorum insanı ve derinliklerini anlatan kitaplar benim en sevdiklerim, en etkilendiklerim oluyor. Bir insanı hem de yeryüzü karmaşasına karışmamış bi insanı anlatıyor. Öze saygı ve benlik ekseninde. Yer Rusya. Geçiş dönemi. Ne eskisin ne yeni. Nasıl etkilenir böyle zamanlardan insan. Nasıl etkilenir yeraltı. Hiçbir yazısı yayımlanmamış bir yazar nasıl bakar yaşama böyle bir dönemde. İnişli çıkışlı bir roman değil. İniş çıkış yok ama gerilim hattı. Yaşamın gerilimi. Benliğini koruyarak var olmanın gerilimi. Taviz vermeden, değişimlere aldırmadan. Bu arada bir not Underground okurken klasik okuyormuşum hissi oluştu ben de eğer “insan” bütünüyle ilgi alanınıza giriyorsa mutlaka okuyun, beğeneceksiniz. Ayfer Tunç’ a da bir selam yollamak gerek bu özel kitapla buluşturduğu için. Keyifli okumalar…

Kitaptan Seçtiklerim:

“Aile, Homeros zamanından beridir yıkılıyor. Gel gör ki… gel gör ki yine de sağlam. Aileyi koruyan bir şey var!”

“Biliriz öylelerini. Bütün zehirleri –kendilerini kanıtlamanın zehridir.”

“Değiş tokuşun mahremiyeti”

“Ne tarafa baksam canım yanıyor”

“İnsanlar, zaman konusunda , hesap versinler”

“Mahkeme ruhun susuzluğunu dindirmez”

“Kendinden söz etmek soyunmak demektir. Çırılçıplak kalmak demektir”

“Yaşayabilirim. Vicdan galiba sustu. Zavallı gelişmemiş organımız”

“Kıymet biçme ve kıymet bilmeme zamanı”

“Yaşam kendi yapışkan çimentosuna sahiptir”


Hiç yorum yok: