MUSTAFA ULUSOY/YAKINLIK

İnsan varlığını hissetmek istiyor. Varlık ise başka bir varlıkla yakınlık kurarak kendini hissediyor.  Bir çoğumuz başka bir insanla kuracağımız yakınlığın bize iyi geleceğini düşünüyoruz. Gelmiyor. Çünkü benim gibi biri demek benden farksız ihtiyaçları olan biri demek. Karşımızdakinden yapamayacağı şeyleri istemeye götürüyor bu durum bizi. Yakınlık kuracağım, varlığımı hissedeceğim derken hayal kırıklıkları içinde yapayalnız acı çekiyoruz. İnsan kendi gibi değil de kendinden öte bir varlıkla yani yaratıcısıyla sağlıklı bir bağ kurarsa varlığı anlam kazanıyor ruhu huzurla doluyor ve hafifliyor. Kitabın bende bıraktıkları bu şekilde. Okunmasını tavsiye ederim.

Kitaptan Seçtiklerim:

Yaratıcı ile ilişkilendirilmeyen aşk, aynalar koridorunda yaşanıyordur. Aşkı bu şekilde yaşayan kişi, aşık olduğu kişiye veya aşık olma potansiyeli olan kişiye bağımlı hale gelir.

İnsan Mutlak Varlığın tanığı olmak üzere yaratılmıştır. İnsan sonsuzluğun tanığı 'müşahidi'dir.

SEVGİ BAŞMAN /MUHAMMED ALİ (ÖRNEK İNSANLAR DİZİSİ)

Bu yaz veliler ve öğrenciler için kitap listesi hazırlama niyetim var. Öncesinde kendim okuyarak kitapların uygun olup olmadıklarını kontrol ediyorum. Bu seriyi çok beğendim. Örnek insanlar dizisinde Muhammed Ali, Malcolm X, Yusuf İslam, Şeyh Şamil, Aliya gibi çok kıymetli isimler var. Gönül rahatlığıyla tavsiye ediyorum.

SAHİBİNİN SESİ (TİYATRO)

Nicedir Üsküdar Tekel Sahnesini görmek ve güzel bir oyun seyretmek istiyordum. Nihayet geçtiğimiz hafta içinde arkadaşlar sayesinde bu isteğimi gerçekleştirmiş oldum. Tiyatroya gitmeden önce oyun hakkında araştırma yaparken çok güzel bir makaleye denk geldim.Linki bırakıyorum gitmeden okumanızı tavsiye ederim. http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/13/181/1426.pdf. Şunu baştan belirteyim. Sahibinin Sesi tiyatrosu herkese hitap etmiyor.  Grup olarak gittiğimiz tiyatroda birinci perde bittikten sonra bazı arkadaşlar ayrıldı izlemek istemedi. Ama Kafka okumayı seviyorsanız  bu oyun tam size göre. Sahibinin Sesi  yazar Sevim Burak'ın bir eseri. Sevim Burak'ın etkilendiği yazar ise Kafka.  Yahudi asıllı yazar ömrünü Kuzguncukta geçiriyor. Nereli olduğuna özellikle vurgu yapmam öylesine değil aslında. Çünkü oyunun zeminini ve temelini oluşturan ve oyunun seyrini etkileyen temel faktör bu. Ama ben daha ziyade Bilal karakteri üzerine bir şeyler yazmak istiyorum. Bilal sürekli kendini dinleyen, yaptığı her adımı not eden, bencil bir adam. Sürekli kendini tehdit altında görüyor izlendiğini düşünüyor. Çünkü etrafı kendinden olmayanlarla sarılı. Birlikte yaşadığı Zenbul'un hamile kalması ve nikah istemesi üzerine asker kaçağı olmasından mütevellit komşularının onu ihbar edeceğini düşünüyor ve önlem olarak şehit tayyareci Muzaffer Seza'nın kimliğini alıyor. Muzaffer Seza'nın ruhuyla konuşmaları tek kelimeyle sarsıcı.  Muzaffer Seza milliyetçiliği fener alayına, resmi geçitlere indirgeyen anlayışa biz vatanımız için şehit olduk diyerek çok güzel bir cevap veriyor. Çok şey var anlatacak derin mevzuları işliyor bu kadarı yeterli olsun. Sahne güzel oyuncular çok iyi, izlemenizi tavsiye ederim.

GÖKSEL KONSERİ

Yıllardır Göksel konserine gitmek isterim. Nihayet 12 Nisan günü Bostancı Gösteri merkezindeki konserine gidebildim. Blogumu açıp geçmişte yolculuk yapmayı çok seviyorum. Bu konseri de not düşmek istedim.

Not: Epeyce konsere gitmişliğim vardır ama bu konserin özelliği tek başına gittiğim ilk konser olması. Gayet güzelmiş tek konsere gitmek de:)))

TOMMY LEE JONES/THE HOMESMAN

Güçlü, buyurgan, becerikli, cesaretli...bir kadın. Film başladığında ölümsüz biriyle karşı karşıyayız hissi veriyor. Hepimiz ölüp gideceğiz ama o tarlayı da sürecek, yemek de yapacak, saçlarını da tarayacak, kendisini zerre hak etmeyen erkeklere evlenme teklifi  de edecek reddedilecek, piyona tuşları işlenmiş örtüyü serip şarkılar söyleyecek hep, vahşi batının sorumluluk almaktan nasibini almamış erkeklerinin doğudan kandırıp getirip delirttiği (gerçek manasıyla delilik) kadınları doğudaki akrabalarına teslim etme görevini üstlenecek, bırakıp dönecek ve hep bütün dünyaya yetecek......Bi kadın ne kadar güçlü görünüyorsa o kadar yalnız o kadar kırılgan o kadar çaresiz. İnsanın kendini birine bırakamaması çok acı. Daha fazla anlatmayayım siz izleyin ben çok beğendim ve etkilendim.

HANEKE/AMOUR

 Hiç bitmeyecek gibi bir yaşam kurguluyoruz. Kaldıracımız mükemmellik. Peki yaşam ölümle aniden karşılaşmayıp adeta randevulaşıyorsa tavrımızı belirleyen şey ne? Filmde anlatılan aşka saygım sonsuz ama neden bu kadar müdahiliz neden bırakmıyoruz kendimizi yaşananlara? 

IAN DALLAS/GARİPLERİN KİTABI

'Neredeysen oradan başla. Sana gerekli olan her şey evinde var'

2015 yılının yazı. 15 gün sürecek bir otobüs yolculuğu yapacağım. Yanıma Derviş ve Ölüm kitabını aldım. Kitabın içine öylesine girdiğimi hatırlıyorum ki hala o anları olduğu gibi şu an hatırlayabiliyorum. Zihnim bir kitabın içinde bedenim bir otobüs içinde birbirleriyle yarışırcasına uzaklara gittiler. Ben de sanki onları izledim kendi dışıma çıkarak. O zaman hakikati varılan bir şey gibi düşünüyordum. Varmak bu hayata mahsus mu?Özetle Derviş ve Ölümü çok severim. Bir daha da okuyamadım. Hala üzerimde hissettiğim etkisi gider diye korkuyorum. Ne anlatıyor kitap derseniz birkaç cümleden fazlasını kuramam ama o etki hep üzerimde kaldı. Derviş ve Ölümü çok sevdiğimi ifade ettiğim bir arkadaşım o zaman kesinlikle Gariplerin Kitabını da okumalısın dedi. Okudum. Bir ihtida öyküsü diyebilirim kısaca. Yukarıda yazdığım kitaptan alıntı cümle bence bu hayattaki birçok şeyin içinde bulunduğun duruma bağlı olarak hem sorunu hem çözümü : NEREDEYSEN ORADAN BAŞLA.

Yollar bize memleket...

     Bazı anları, bazı görüntüleri ve o görüntüler geçerken hissettiklerimi unutmak istemiyorum.
Bir de aklıma düşmüşken hani film Ağrı’da geçiyor ama filmin müziği Mamak Türküsü ya. İnsan hiç yadırgamıyor.