4 Mart 2018 Pazar

JERRY SEİNFELD/ SEİNFELD



İngilizce kursuna giderken hocamın keyifle bahsettiği ve tavsiye ettiği Seinfeld'i 2 yıldır izliyorum. Bazı bölümleri 3 kere izlemiş olmama rağmen baştan sona hiç bitirmedim. Konusu 'hiçbir şey'. Yada herşey:)) İzlerseniz ne demek istediğimi anlayacaksınız. Ben keyifle izliyorum ve bu sefer bitirme konusunda iddialıyım. Komedyen olan Jerry Seinfeld, komşusu Kramer, eski sevgilisi Elaine ve arkadaşı George Costanze' nın günlük hayatları üzerine yedirilmiş sosyolojik, psikolojik bir sürü şey var dizide. Tavsiye ederim.

HALİDE NUSRET ZORLUTUNA/BENİM KÜÇÜK DOSTLARIM



Geçen yıl bir öğrencim okumak ister misiniz hocam diye uzatmıştı elime ben de elbette okurum demiştim. Muhtemelen okuduğum bir kitap vardı ki Benim Küçük Dostlarım'ı kitaplığıma koymuş ve varlığını unutmuşum. Dün birden aklıma düştü ve biraz kızdım kendime, hemen okumadığım kitaba ilgisiz kaldığım için. Öğrencim nazarında aldığı kitabı okumayıp ve iade etmeyen bir öğretmen konumuna çoktan düşmüştüm. Bazen insan hiç düşünemiyor kendini düşürdüğü durumu. Hemen başladım okumaya. Bir solukta bitti. Şimdi öğrencime iade edip başka bir kitap da hediye edip mahcubiyetimi azaltmak istiyorum. Gelelim Benim Küçük Dostlarım' a. Halide Nusret Zorlutuna' nın öğretmenlik hayatı boyunca kendinde iz bırakan öğrencilerini, onlarla olan anılarını ve öğretmenliğe dair tespitlerini okuyoruz. Özellikle kitapta C... olarak geçen öğrenci ile yaşadıkları kendi adıma hüzünle ve ders çıkartarak okuduğum bölümü oldu. Forget me not çiçeği olduğunu öğrendiğim bölüm de çok  güzel ve tatlı bir his bıraktı bende. Öğretmenlerin okuması şart ama özellikle kendini parlatma hastalığına yakalanmış, övgü' yü hayatının merkezine almış öğretmenlerin özellikle okuması gerekir diye düşünüyorum. Çünkü öğretmenliğini anlatırken hissettiği durumları dürüstçe ifade eden bir dil kullanmış Halide Nusret Zorlutuna. Özellikle öğrencim aracılığıyla okuduğum için çok mutluyum. Keyifli okumalar.

3 Mart 2018 Cumartesi

SERRA YILMAZ/CEBİMDEKİ YABANCI



Birkaç gün önce sinemada izledim. Çok güldüm, çok gerildim ve maalesef filmde yer alan hiçbir şeye 'yok artık' diyemedim. Sahicilik yerine aldatma, derinleşme yerine yüzeysellik, rol yapma yerine kendin olabilme edebiyatı yapmayacağım beklemeyin boşuna:) Sıkıntı şurada bence  beklediğimiz hiçbir davranışın başkası tarafından da hak edildiği anlayışına sahip değiliz. Gerçeklerle yüzleşmiyor olmamız o gerçeklerin ortaya çıkardığı sonuçlarla çarpışmamıza ve un ufak olmamıza neden oluyor. Bu şeye benziyor aman kolum incinmesin derken kolunu bizzat koparan insan olmak. Sadece filmde de olsa insan yaptıklarının sorumluluğunu alsaydı dedim filmin sonunda ama diğer taraftan kaldığın yerden devam bağlantısı çok güzeldi hoşuma gitmedi de değil. Tavsiye edilir.  

REFİK ANADOL/ ERİYEN HATIRALAR (MELTİNG MEMORİES)






Dün Taksim'e 10 dk mesafede yer alan Pilevneli Gallery'de Refik Anadol'un Eriyen Hatıralar sergisine gittim. Teknolojinin 'hatıra' gibi bir konuyu ele alması ve muazzam bir şölen haline gelmesi bu birlikteliğin güzel bir tat bırakıyor insanda. 10 Mart sergiye gitmek için son tarih. Tavsiye ederim.


Refik Anadol ile yapılmış Erkmen Özbıçakçı'ya ait röportajın linkini bırakıyorum.