Toplu taşıma araçlarına bindiğimde ekseri şöyle düşünürüm. Bunca insan şu anda nasıl burada olabiliyor. Aslında orada olanların tam o an orada olmayı planlayanlar olmadığını es geçiyorum. Otobüsünü kaçıranların telaşlı ifadesi ile ben asla bekletmemcilerin, kibirli,azar kaymaya hazır ifadeleri:) yan yana gider.Mavi Kuşta ise durumlar biraz daha farklı. Bir kasabadan bir köyden kalkan otobüse kimlerin bineceği nereye gideceği aşağı yukarı bellidir. Benim yukarıda bahsettiğim nasıl olur da bunca insan aynı anda bir araya gelir mevzusu fazla şehirsel kalır bunun yanında çünkü herkesin hikayesi bellidir, herkes bellidir. Mustafa Kutlu önce kasabayı insanlar üzerinden hızlıca tasvir eder, kasabayı dolaşıp meydana çıktığımızda tabiri caizse dökük bir otobüsle karşılaşırız. Kutlu her bir sokaktan hikayelerini yanına katmış insanları usul usul yerleştirir Mavi Kuş'a. Tıpki şoför Kenan'ın aldırış etmez, evmez haliyle. Otobüs varınca gideceği yere zaten diyoruz keşke bu otobüs bu yolcularla böyle devam edip gitse. Hastalık, sağlık, kızgınlık, merak, köşeyi dönme, tutsak etme, kaçma hikayeleriyle. Sonunu maalesef sevemedim. Karakterler muhteşem, hikaye çok güçlü, hikaye çok yalın, bir milyon tane hikayeyi bu kadar anlaşılır ve samimi nasıl bir arada bir hikaye altında anlatır yazar diyorsunuz okurken, anlatıyor Mustafa Kutlu, hep anlatsın.....
2 yorum:
Sizin de kaleminiz güzel yazmayı bırakmamalısınız
Teşekkür ederim isminizi de yazsaydınız keşke:)
Yorum Gönder