Elinden düşürmeden bitirebileceğin bir kitap aslında Beni Onlara Verme. Ama ben 3 ayda bitirebildim. Okuyamadım çünkü her hikayeden sonra içim lime lime oldu. Bir yas töreni gibiydi adeta. Hikaye bitti ben ağladım hikaye içimde yerini aldı ve ben diğerine geçebildim.
Bir kere sevdiğinin yüzüne baksa ölecek aşıklar, güzelliğini bir yara gibi taşıyan kadınlar, gururundan ölenler, gidenler, tam söyleyecekken susanlar, yıkık krallıkların prensesleri kitabın karakterleri. Bu karakterlerin yaşadığı o semtin o mahallelerinde ve o sokaklarında hiç olmak istemedim ama sanki onları yaşamış gibi acı çektim okurken.
Tarık Tufan çok samimi yazmış. Samimiyetin bu denli bize geçmesinin sebebi acı'ya bir adım kala yaşamayı tercih etmemiz sanırım. Mutluluğun 'Her an gidebilirim ona göre ha' hali o eyvallahsız hali mutluluğa tavır almamıza yetti. Vefalı duyguları sevdik biz çok canımız yansa da. Tabi bir de Batı'da doğmamak:) Herkesin dilindeki acıyı seven Doğu toplumu olduğumuz fikrine ben de katılıyorum elbette. Bir beslenme şekli olarak acı çekmek!
Not: Kitap bittikten sonra Zerrin Özer dinlemek geliyor insanın içinden bir tanesini hazır edeyim dedim:)
2 yorum:
Tarık Tufan hiç okumadığım bir yazar merak ettim ama sanırım ağlamaya hazır değilim
ben de ilk kez okudum, tavsiye ederim.
Yorum Gönder