13 Kasım 2011 Pazar

3- M. NECATİ SEPETÇİOĞLU/KAPI


Seri'nin 3. kitabı bitti. Aslında benim için süreç yeni başlıyor diyebilirim. İlk 3 kitabı mükerrer okumalarla epeyce biliyordum. Tabii unuttuğum yerler olmuş ama yine de tanıdık bir dostla bildik şeyler üzerine muhabbet gibi ilerledi şimdiye kadar. Artık 4. kitabımız Konak'la asıl okumalar başlayacak.
Gelelim KAPI'ya:
En son Malazgirtte bitmişti Anahtar. Malazgirt'in önemini hepimiz biliriz. Anadolu'nun kapıları Türklere açılmıştır bu savaşla. Aslında kitabın ismi de bunu hatırlatmaktadır. Artık Anadolu'yu iyice sağlamlaştırmak yani kapıyı çelikleştirmek ve bu yurda yerleşmek planları yapılmaktadır. Türkiye Sultanı Süleyman Şah'ın ölümü üzerine bu vazifeyi oğlu Kılıç Aslan devralmıştır. Ancak bir sorun vardır. Kılıç Aslan kendinden başka kimseye güvenmemektedir. Tanrı'ya bile. Görmediğim şeyi sevmem der kısaca. Ama ötelerden beri maneviyat ve kılıçla ilerler bu dava. Yesevi tekkelerinin ve Kurt Baba'nın yaptıklarını çerinin beynini uyuşturmaktan öte bir şey olmadığını düşünür Kılıç Aslan ve onlara hiç itibar etmez. Ama öyle bir an gelir ki Kılıç Aslan inanmadan hiç bir şeyin olmayacağını fark eder. Ve işte o zaman Ersagun Bey şöyle der: Her şey yeniden başlıyor.
Diğer tarafta Hasan Sabbah'ın adamı Salih Dai ile Hristiyan şövalye Çulsuz Gotiye' nin sevgi sevgi diye çırpınan tek hayali bir manastır kurmak olan ve halk tarafından sözü kıymetle dinlenilen Keşiş Piyer Ermit'i kandırışlarını okuruz kitapta. Ama nasıl bir kandırış! Canlıların ölümüne ne denli içerlendiği bilinen keşişe bir kırlangıç, bir böcek, bir bitkinin ölüsü gösterilir sonra bunlar yetmez paramparça edilmiş bir kadın cesediyle yüzleşir. Kim yapmıştır bu caniliği. Tabi ki Türk, tabi ki acımasız Türkler. Keşiş yola çıkar. Ardında binlerce baldırı çıplak artık Türklerle yüzleşmelidir ve onlara sevgiyi anlatmalıdır...
Akça Kız'la Yağmur Bey'in sonunu da bu kitap da öğreniriz.

Kitaptan Alıntılar:

Yatarken çıkardığı gündüz giyecekleri gibi zindana atılırkenhayatı da üstünden çıkarıp bir kıyıya bırakmıştı, uyandığında giyinecekti....

Bana sorarsan his hayattır... Fikir dediğiniz o kuru nohut taneleriyle o güzelim hayatı takır tukur ediyorsunuz..

Mesele Türkler değil, mesele İslam dini de değil... Mesele Türklerle İslam dininin biraraya gelmesidir....

2 yorum:

Kitap Eylemi dedi ki...

ewet bayram telaşları, yorgunlukları okuma hızını az biraz düşürdü, olsun tatlı telaşlardı ...Serinin devamını da sabırsızlıkla bekliyorum....

Hatice dedi ki...

bende yıl bitmeden bitirmek istiyorum.... sonra yepyeni bir yıl ve kitaplar:)))