18 Kasım 2012 Pazar

ALBERT CAMUS/ YABANCI


Selahattin Yusuf' tan duydum ilk kez Yabancı' yı.......Biraz satır satır, biraz paragraf paragraf ve kalan kısmının hepsini, birden okudum...Hem adım adım ilerlediğim hem sürat yaptığım bir kitap oldu Yabancı...Okuma tarzıma çok uygun bir kitap olduğu için belki abartılı yorumlayabilirim, şimdiden uyarayım:) Aslında Meursault karakteri hepimizde var olan kayıtsızlığın! müşahhas hali bence...Kayıtsızlığı, tepki üzerinden son dönemlerde çokça düşünür oldum...Kendini ifade etme anlamında bir tepki değil bahsettiğim...Bir haksızlığa, bir zulme verilen cevap anlamında....Tepki' yi sadece slogan atmaya, meydanlarda yürümeye indirgeyenler var... Sessizlik çoğunun literatürüne duyarsızlık olarak geçmiş bile...Tepki faşizanlığı diyorum ben buna...Eğer  karşındaki insanın kafasındaki tepki modeline uygun değilse yaptığın hemen oklar cevriliyor sana ya da şunu düşünüyorum: İnsan her acı'ya duyarlı olabilir mi? Her acı'ya duyarlı olması beklenebilir mi bir insandan? Her hassasiyet üzerinde durabilir mi? Acı'ya ve acı'lara panoramik bakabilir mi bir insan? Temelde gördüğüm ise aslında hemen herkes 'tepki oyunu' oynuyor... Devlet başkanları dağılmak üzere toplanıyor, meydanlar bağırmak üzerine toplanılan yer olmanın ötesine geçemiyor.....Evde annesine, babasına, kardeşine, eşine, evladına okulda öğrencisine, işte arkadaşına zalimce yaklaşan ,pervasızca yaklaşan insanların 'zulüm varrrr!!' diye bağırmaları anlamsız geliyor bana ...İçinizden elmalar ve armutları karıştırıyorsun diyebilirsiniz ... Zaten karıştırmak bir yana toplamak istiyorum bütün bunları... Her şeyi parça parça ele almamız, tam olarak bence problemin nedeni... Bu benim fikrim... Bağırana saygı duyarım, benden bağırmamı bekleyene kadar... Kitaba dönecek olursam  Meursault'ın tepkisizliğini!! okuyoruz diyebilirim ve  duyarlı, tepki veren insanlar!!! tarafından idama mahkum edilişini... Fazla detaya gerek yok.. İnsansa merak konunuz mutlaka okuyun...Ben kitabı okuduktan sonra bu kitaptan mülhem çekilmiş Zeki Demirkubuz'un Yazgı filmini izledim.. Yazgı' yı önce de izlemiştim ama kitaptan sonra çok daha anlamlı oldu... ve gerçekten harika bir uyarlama olmuş.... Ve bu kitabın bana hatırlattığı iki filmi daha söylemek istiyorum... Kieslowski'nin Öldürme Üzerine Kısa Bir Film'i ve  12 Öfkeli Adam filmi....Mutlaka buluşun hem kitapla hem de bahsettiğim filmlerle...

Kitaptan Seçtiklerim:

"Anam ölmüş bugün belki de dün bilmiyorum"

"İnsan yavaş gitse, güneş çarpar hızlı gitse, kan ter içinde kalır; sonra kilisede soğuk alır, şifayı bulur"

"Ne zamandır bana söyleyecek bir şeyi kalmamıştı, tek başına canı sıkılıyordu"

"Benim davamı, beni işe karıştırmadan çözümlüyor gibiydiler sanki"





6 yorum:

Larus Cachinnans dedi ki...

"Benim davamı, beni işe karıştırmadan çözümlüyor gibiydiler sanki"
bu fazla doğru bir tespit..
Başkaları neyi nasıl yapmamız gerektiğini elifi elifine bilirler..

Unknown dedi ki...

bizimkiler başrolde zeynep tokuşcu oynuyor bu kitabın filmini çekmişler, ismi yabancıydı galiba, gerçi izlemedim nasıl olduğu hakkında bir fikrim yok :)

Hatice dedi ki...

Larus,

elifi elifine... gerçekten...ve ortası yok...ve çözümü yok... hep bu böyle olacak!!

Hatice dedi ki...

Dürr-i Yekta,

Ne güzel yorumunu görmek:))

Zeynep Tokuş olan benim bahsettiğim Zeki Demirkubuz'un Yazgısı...izledim az önce ... :)

N.Narda dedi ki...

Ne güzel yazmışsın.

yabancıyı okurken şişmiştim resmen :) Doktor sıkıntı serbest dediği anda tekrar okuyacağım,sırf senin bu yazına binaen. İyi gecelerrrrrrrrrr :)

Hatice dedi ki...

N. Narda,

şaşırdım seni şişiren kitap olmuş ha Yabancı:) teşekkür ederim.. biraz dertli biraz tepkiselim bu ara:) tekrar şans vermene vesile olmak çok güzel:)