16 Ekim 2011 Pazar

JOSE SARAMAGO/ KÖRLÜK

Koku' dan sonra Körlük kitabıyla okuma serüvenimi sürdürdüm. Duyularla ilgili arka arkaya iki kitap. Koku da inanılmaz bir koku alma duyusuyla karşı karşıyaydık. Körlük ise koskoca bir kentin insanlarını aniden yakalayan, salgın halinde yayılan "BEYAZ FELAKET' i anlatıyor. Değişik , sarsıcı ve gerçekten inceden inceye düşündüren bir kitap.....

Bir gün kırmızı ışıkta dururken birden bire herşeyi bembeyaz gördüğünü söyleyen adamla başlar körlük. Sonra onu evine götüren iyiliksever! ( fırsattan istifade arabasını çalar) kör olur .... sonra onları muayene eden göz doktoru........1. körün karısı..... doktora muayeneye gelen koyu renk gözlük takan genç kız.....Hükümet, karantina yöntemiyle, yayıldığını varsaydığı hastalığı önlemeye çalışır.... Nasıl mı? Körleri ve kör olma ihtimali yüksek olanları eskiden akıl hastanesi olan bir yere yerleştirirler...önce beş altı kişi derken günler geçtikçe bu sayı ikiyüz ikiyüz elliyi bulur...... Bu kadar "kör olmuş" daha doğrusu "yeni kör olmuş" insanın bir arada ve gören gözlerin yardımından uzak yaşamaya çalıştıklarını düşünün. Orada oluşan pisliği tahayyül edin...Kitap çok özel ve güzel ama bir o kadar mide bulandırıcı... maalesef....Hemen hemen hepimiz kör olsak nasıl olurdu sorusunu sorup gözlerimizi 5dk. kapayıp bi şeyler yapmaya çalışmayı denemişizdir.... Burada yaşanan körlük gerçekten insanı çaresiz hissetttiyor... onların yerine dahi koyamıyorsun kendini.... öyle bir ortam düşünün ki doğru dürüst yemek yiyemediğiniz , ihtiyaçlarınızı giremediğiniz ve üstüne üstelik kötü niyetli körlerin hayatınızı zindan ettiği bir yer .....işin acı veren kısmı kentte sadece doktorun karısının gören gözleri..... neden acı veriyor.... bütün bu felaketleri sağlam olan tüm duyu organlarıyla zerrelerine kadar yaşaması, hissetmesi ve kendini diğerlerine adaması..... Çok şükür ki  yazar son sayfalarda mutlu ediyor sizi:)))) bu kitabın okunmasını tavsiye ederim ..... gerçekten düşündürücü..... görme duyusunu yitirenlerin beraberinde insanlıklarını da yitirmelerini çok güzel sorguluyor.......

Kitaptan seçtiklerim:

"İyi de kör olmak ölmek değil ki, evet ama ölmek kör olmak.."

"Zamana zaman tanıyın"

"Hastalık mikrobu taşıyanlardan en cesaretli yada en yazgıcı olan... bu iki niteliği birbirinden ayırmak her zaman kolay değildir"

6 yorum:

Kitap Eylemi dedi ki...

çok hoş ifade etmişsiniz kitabı, not aldım, umarım en kısa sürede okuma şansı bulurum....

Hatice dedi ki...

teşekkür ederim:) tavsiye ederim ....

Gizem Ünsal dedi ki...

Çok güzel anlatmışsın kitabı cidden bravo. Böyle güzel bir kitaba çok yakışmış bu inceleme.

Hatice dedi ki...

teşekkür ederim...özeni hak eden bir kitap gerçekten ... yalın ifadelerle kompleks anlatımı çok iyi kotarıyor yazar... 2011 'in en iyi kitapları arasına koymamakla sanırım haksızlık ettim biraz....

Mimosa dedi ki...

Merhaba, Körlük kitabının aynı isimli filmi de var :) Bilmiyorum izlediniz mi veya görmüşmüydünüz. Ben filmini izlemiştim, kitabının varlığından bihaber olarak. Yorumlarınıza baktığım da kitabının da güzel olduğunu düşünmeye başladım. En kısa zamanda almalıyım :) Size de filmini izlemenizi tavsiye ederim..
Kendi bloguma da beklerim.. :)
iremimosa.blogspot.com

Hatice dedi ki...

Davete icabet edilmez mi:)) Filminden haberim var ama uzun zamandır film izleme konusunda tembellik ediyorum.. biraz zorlasam kendimi hiç fena olmaz aslında....böyle giderse blogum sadece okuduklarım şeklinde ilerleyecek...

ilginize ve davetinize teşekkürler:))